Sevgili Dostlar,
Çok zor günlerden geçiyoruz. Tarihte görülmedik şeyleri yaşamaya başladık. Metrenin
10 milyonda biri büyüklüğündeki
ışık mikroskobu ile bile görünmeyen, ancak elektron mikroskopu ile görülebilen
Corona virüs (COVID-19) belası
KOSKOCA DÜNYAYI zengin-fakir, asil-halk, kadın erkek tanımadan perişan, bazılarını
da hayatlarından etti. En kötüsü
de fobiler ve takıntılar oluştu. Çok büyük bir kesimde travma oluşturacak.
Virüsle ilgili bilimsel olarak çok da bir şey bilmediğimizden rivayetlere,
söylentilere göre bir oraya bir buraya
savruluyoruz. Malum İnsan bilmediğinden korkar. Bu da korkuları fobilere, paniklere
dönüştürmeye yetiyor. Bu gizemli
durum insanları yıpratıyor, dedikoduları, komplo teorilerini gündeme getiriyor.
Virüsle ilgili bilimsel olarak çok da bir şey bilmediğimizden bilmediğimiz üzerinden
ahkam kesmek ve uydurmak
yerine bildiğimiz üzerinden aksiyon almakta fayda var. O da bir süreliğine evden çıkmamak. Kişisel hijyene
özen göstermek. Resmi kurumlar dışındaki söylenti ve spekülasyonlara kulak
asmamak. En önemlisi bu karantina dönemini kendi muhasebemizi yapmak ve
içimize yönelmek için bir fırsat bilmek. Bu muhasebede tüm komplo teorilerini
çöpe atarak biz nerelerde yanlış yapmışızı bulacağımıza ve kendimize çeki düzen
vereceğimize, unutulan/ ihmal edilen insani vasıfların kadrini bileceğimize,
dünyamızdaki yaşama ve ekolojik dengesine saygısızlıklara top yekun vaziyet
alacağımızı, çıkarcılık ve nemelazımcılıktan kurtularak daha iyi empati yapan
bireyler olarak gelişmiş, güçlenmiş ve olgunlaşmış olarak çıkacağımıza inanmak
istiyorum. Unutmayın "bir musibet bin nasihatten yeğdir" boşuna ata sözü
olmamış.
Unutmayın, gereksiz stres vücudun strese karşı ürettiği “savaş ya da
kaç” durumlarında aşırı salgılanan stres hormonları olarak da olarak bilinen
adrenalin ve kortizol’ün aşırı salgılanmasını tetikler ve bağışıklığımızı
düşürerek Allah korusun korktuğumuz başımıza gelir. Çünkü bulaşıcı tüm
hastalıklarda olduğu gibi bağışıklığı yüksek bireylerde hastalık çok hafif
atlatılabiliyor. O yüzden tedbirlere uyuyor, panik ve evham yapmadan
bekliyoruz. Bunun için de sürekli haberlerde ve sosyal medyada corona
efsaneleri ile meşguliyet yerine okuyamadığımız kitapları okuyor,
izleyemediğimiz filmleri izliyor ve en önemlisi de kendimizi ilişkilerimizi,
ilişki tarzlarımızı gözden geçiriyoruz. bu hastalıklar ve belalar yoldaki
trafik levhaları gibidir. Keskin viraja hızla girersek savrulmamız mukadder
olduğu gibi, hayattaki yanlışlarımızı görebilmek ve düzeltmek için bunlar
uyarıcı olabilir, böyle bakarsak daha az hasarla, belki de daha da
güçlenerek aşarız ulusca bu musibet ve belayı da, kimbilir…
Şimdiden hepimize geçmiş olsun.
Prof. Dr. Mesut Çetin