Her insan, yaşamı boyunca olaylara karşı küçük iniş çıkışlar gösterir ve bu, insan
hayatının doğal bir
parçasıdır. Doğal olmayan ise, üzüntü, keder veya sevinç durumlarının aşırı ve
sürekli olması, kişinin aile,
sosyal ve iş yaşantısını önemli ölçüde bozmasıdır.
Manik-depresif hastalık olarak da bilinen, temelde mizacı/ duygudurumunu etkileyen
bunun yanında düşünce,
davranış ve yeme-içme ve uykuyu bozan bir hastalıktır. Hastalığın temel bir
özelliği, ataklar/ nöbetler veya
dönemler halinde gelen manik / taşkınlık ve çökkünlük/ depresyon halleridir.
Genelde manik nöbeti tanımak, hekimler için kolaydır. Manik hastalarda başlıca şu
belirtiler gözlenir:
-Kendisini çok iyi hisseder, mutlu ve keyiflidir,
gücünün yetmediği işleri
yapmaya yeltenir. Olmadık yerlerde şarkı türkü söyleyip, oynayabilir. Bazen
büyük güçleri olduğunu ve
yeni icatlar yaptığını iddia edebilir. Bazen de kendisini evliya, peygamber veya
çok yüksek biri gibi
düşünebilir. Bencilliği artar, hafızası güçlenmiştir.
-Aşırı neşelidir, etrafını da güldürür, olmadık yerde açık-saçık şakalar
yapabilir. Kolayca dostluk
kurar, fakat bunlar yüzeysel dostluklardır.
-Taşkınlık, aşırı sinirlilik, özellikle karşı çıkılırsa saldırgan davranışlar
gösterebilir.
-Çok fazla konuşur. Susturulma çabalarına karşı susmaz. Yüksek sesle
konuşur.
-Dikkati dağınıktır. Konuşması kolayca çelinir.
-Düşünceleri hızlıdır, bir konudan alakasız bir diğerine atlar.
-Toplumsal yönden kötü sonuçlar doğuran işlere girebilir. Bazen tüm parasını
dağıtabilir. Olmadık
kişileri, resmi makamları telefonla arayabilir. Ülke sorunlarını çözme iddiaları
olabilir.
-Uygunsuz cinsel davranışlar gösterebilir.
-Uykusu azalmıştır, günlerce bir-iki saatlik uykuyla idare edebilir, buna rağmen
kendisini dinç hisseder.
Tüm bu belirtilerin hepsinin bir arada görülmesi gerekmez. Fakat birkaç
tanesinin bir arada görülmesi ve
bu belirtilerin bir haftadan uzun sürmesi hastalık teşhisi için
yeterlidir.
Uyarı:
Bu hastalık, kişi hayatını oldukça olumsuz etkiler. Tüm yaşantısını ve uyumunu
bozar. Bu belirtiler,
hastalık öncesi durumla uyumsuzdur. Aile fertleri ve hastanın çevresi bu duruma
anlam veremez. Hastalık
olduğunu düşünmedikleri için hastayla mücadele ederler. Oysa tüm bunlar, daha
kötü sonuçlar doğurur. Bu
durumda, vakit geçirmeden hastayı bir psikiyatri uzmanına götürmek gerekir.
Hasta, hastalığını ve ilaç
almayı kabul etmeyebilir. Bu durumda hasta nazikçe ikna edilmeye çalışılmalı
eğer ikna olmazsa ve
çevresine zarar verme eğilimi varsa ısrarla hekime götürülmelidir.
Hayat boyu geçirilen tek bir manik nöbetle dahi BİPOLAR HASTALIK tanısı konur.
Bazen de manik ataklara
benzeyen fakat onun kadar ağır olmayan HİPOMANİ durumu görülebilir. Bazen de
hastalarda, kendini sürekli
üzgün hissetme, enerji azalması, yorgunluk, isteksizlik, durgunluk, uykusuzluk,
iştahsızlık, suçluluk
gibi belirtilerle seyreden manik dönemin tam tersi; DEPRESYON ( ÇÖKÜNTÜ )
dönemleri olabilir.
Her 100 kişiden 1 kişi, ömründe en az bir kez manik nöbet geçirir. 20-25 yaşları
arasında en sıktır.
Kadın ve erkeklerde aynı oranda rastlanır.
Tedavi:
Hastalığın ağır olduğu ilk dönemlerde, hastanın doktor gözetimine alınması ve
hastaneye yatırılması
şarttır. Bu dönemde, tüm sorumluluk doktora bırakılmalıdır. Hasta
sakinleştirildikten sonra Bipolar
Hastalığın asıl tedavisi olan LİTYUM'a başlanır. Ayrıca yatıştırıcı başka
ilaçlar da verilir. Hastaların
yaklaşık 1-2 hafta içinde belirtileri yatışır. Daha sonra ayaktan tedavi edilmek
üzere, hasta taburcu
edilir.
Koruyucu tedavi:
Genelde BİPOLAR HASTALIK tekrarlayıcı bir hastalıktır. Hasta düzelse bile,
hastalığın tekrarlamasını
önlemek için LİTYUM kullanılması sürdürülür. Hastalarda LİTYUM dışında
KARBAMAZEPİN ve VALPROAT
kullanılabilir.
Tekrarlayan nöbetler söz konusu ise, bu tedavi birkaç yıl, bazen yıllarca
sürmelidir.
Lityum uyuşturucu bir ilaç değildir. Alışkanlık yapmaz. Sıklıkla; bulantı,
kusma, ishal, çok su içme, sık
idrara çıkma, ellerde titreme, guatr, kilo alma gibi tehlikeli olmayan yan
etkiler görülebilir. Bu yan
etkiler kontrol edilebilir.
Uyarılar :
Hastaneden taburcu edilen hastanın dikkat etmesi gereken durumlar vardır.
Bunlar;
1. Hasta Lityum tedavisine devam etmeli, doktordan habersiz ilacı kesmemeli, ya
da dozu
değiştirmemelidir.
2. Ani uyku değişikliklerinden sakınılmalıdır. Uykusuz kalmamaya dikkat
etmelidir.
3. Doktor kontrollerini aksatmamalıdır.
4. Lityumun yan etkilerine karşı aşırı susuz kalmaktan ve az tuzlu yemekten
kaçınmalıdır. Aşırı kusma,
ishal gibi durumlarda da hekime başvurulmalıdır. Hekim uygun gördükçe, Lityum'un
kan düzeyine
baktırılabilir.
5. Alkolden uzak kalınmalıdır.
6. Hamilelerde kullanılmamalıdır.
7. Uzun süren uykusuzluk, sinirlilik, hızlı konuşma gibi belirtiler hastalığın
tekrarlama işaretleri
olabilir. Bu durumda hemen doktorunuza başvurunuz.